- can vermek
ölmek
- vefat etmek
ölmek"Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti." - A. H. Çelebi
- öldürmek
-i Bir canlının hayatına son vermek"Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile" - F. N. Çamlıbel
- ölmek
nsz Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek"Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz." - E. M. Karakurt
- gebermek
nsz Sevilmeyen bir kişi ölmek"Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim." - S. F. Abasıyanık
- rahmetli olmak
ölmek"Ben, rahmetli pederden miras kalan bakkal dükkânını işletirim." - A. Ümit
- vaklamak
nsz "Vak" diye ses çıkarmak
- nalları dikmek
ölmek"Atların nal tıkırtıları, demir tekerlek gürültüleri işitildi." - Ö. Seyfettin
- gaklama
isim Gaklamak işi
- gaklamak
nsz Karga "gak" diye ses çıkarmak
- öImek
- vıraklama
- kurbağa sesi çıkartmak, vraklamak, çatlak sesle konuşmak/söylemek, nalları dikmek, kurbağa sesi, vırak, hırıltı
- kurbağa veya karga gibi ses çıkarmak
- kurbağa veya karga sesi
- kıkırdamak. croaker kurbağa gibi ses çıkaran balık veya diğer bir hayvan