- kusur bulmak
bir şeyin eksikliğini, özrünü görmek"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- kınamak
-i Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak, takbih etmek"Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil" - Karacaoğlan
- tenkit etmek
eleştirmek"Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir!" - A. M. Dranas
- eleştirmek
-i Bir düşünceyi, bir eseri, bir yargıyı inceleyerek doğruluk veya yanlışlığını ortaya çıkarmak ve gerçek değerini belirtmek, tenkit etmek"Toplum ve aile içindeki sorunları çözümleyen veya eleştiren oyunlar daha çok çağdaş Fransız tiyatrosunun etkisiyle yazılmıştır." - M. And
- yermek
-i Kötülüklerini söylemek, zemmetmek
- değerini ölçmek
- kusur bulmak, eleştirmek