- uzak durmak
yaklaşmamak, karışmamak"Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." - P. Safa
- büzülmek
nsz Büzme işi yapılmak"Sağ gözünün kuyruğu çiçek bozuğundan hafifçe büzülmüştü." - R. N. Güntekin
- ürkmek
nsz Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek"Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı." - Ö. Seyfettin
- yaltaklanmak
nsz Birine hoş görünmek için onursuzca davranmak, dalkavukluk etmek, tabasbus etmek"Ona buna yaltaklanan hizmetçi Şükriye'nin bu numaralarından faydalanırdı." - H. Taner
- sinmek
nsz, -e Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak
- yaltaklanmak.
- korkuyla çömelmek
- korkudan sinmek, büzülmek,