- yatak
isim Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek"Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım." - R. H. Karay
- divan
isim, tarih Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis
- In
kimya İndiyum elementinin simgesi
- beyan etmek
bildirmek, söylemek, ileri sürmek, anlatmak
- ima etmek
dolaylı anlatmak, anıştırmak, ihsas etmek"Başkalarına ima ile bile söylemekten çekindiğim en mahrem şeyleri bilen insandın sen." - P. Safa
- indirmek
-i Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak"Zeynep'i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi." - Y. Kemal
- düşürmek
-e Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak"Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" - O. C. Kaygılı
- söylemek
-i Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak"Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." - R. N. Güntekin
- ifade etmek
anlatmak"Bu kitabın bende hazin bir intiba bıraktığını söylersem yanlış bir ifadede bulunmamış olurum." - A. H. Çelebi
- yatırmak
-i, -e Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak"Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yatmak
nsz Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak"Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak." - N. Hikmet
- kanepe
isim Birkaç kişinin oturabileceği genişlikte koltuk, çekyat"Bulunduğum kanepeye bir ihtiyarın gelip oturmuş olduğunu neden sonra fark ettim." - K. Bilbaşar
- sedir
isim Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan ev eşyası, divan"Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar." - B. Felek
- çimlendirmek
-i Çimlenmesini sağlamak
- yatacak yer
- ifade etmek, belirtmek, bildirmek, divan, sedir, kanape
- kanape
- pusuya yatmak. He couched his demand in respectful words. Talebini hürmetkâr bir lisanla arzetti.
- vahşi hayvan barınağı. couch grass ayrık otu
- yatak divan yatmak çömelmek