- uygun gelmek
yakışmak, yaraşmak"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar
- uygun olmak
isabetli, yerinde olmak"Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar
- karşılamak
-i Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek"Beni karşıladılar ve ağırladılar." - A. Kabaklı
- benzemek
-e İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak"Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi." - A. H. Tanpınar
- uyuşmak
nsz Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak"Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim diye kompartımanımda uzandım." - A. Haşim
- uymak
-e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."
- yazışmak
nsz, -le Yazılı olarak haberleşmek, birbirine yazmak
- tekabül etmek
karşılık olmak, karşılamak, bir şeyin yerini tutmak
- haberleşmek
nsz, -le Bir durumu karşılıklı olarak iletmek, karşılıklı olarak haber alıp vermek, iletişmek, muhabere etmek
- mektuplaşmak
-le Karşılıklı mektup yazmak ve göndermek"Anlaşılıyor ki kocasıyla mektuplaşmak istiyormuş." - M. Ş. Esendal
- birbirine uymak
- uymak, uyuşmak, uygun olmak, -in karşılığı olmak, uyuşmak, birbirini karşılamak,
- benzemek. correspond to tekabül etmek
- benzemek. correspond with mektuplaşmak muhabere etmek
- haberleşmek.