- yakalamak
-i Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak"Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." - R. H. Karay
- kuşatmak
-i Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek"Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu." - N. Cumalı
- tutmak
-i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin
- ağıl
isim Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer, arkaç"Bir keçi kokusu sarmış ağıllarda çobanlarla arkadaş oldum." - S. F. Abasıyanık
- konak yeri
- ağıla kapamak
- tutmak.
- çevresi çitle sarılı büyükbaş koyun ağılı