- ters
sıfat Gerekli olan duruma karşıt, zıt
- ters
isim Hayvan pisliği
- aksi
sıfat Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi"Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti." - O. C. Kaygılı
- karşıt
sıfat Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast
- zıt
sıfat Karşıt, ters"Sizin kadar zıt mizaçlı ikizler görülmemiştir herhâlde." - E. Şafak
- sohbet etmek
dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirmek, söyleşide bulunmak, yârenlik etmek, hasbihâl etmek"Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu." - H. C. Yalçın
- meşgul olmak
vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak"Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü." - S. F. Abasıyanık
- konuşmak
nsz Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak"Çocuk daha konuşamıyor."
- söyleşmek
nsz, -le Karşılıklı konuşmak, hasbihâl etmek, sohbet etmek"Teşrifiniz vaki olursa o gece sahura kadar uzun uzun söyleşiriz." - A. Kabaklı
- karşıt olan şey
- konuşmak, sohbet etmek, zıt, ters, karşıt
- nakzedici önerme converse'ly aksine olarak
- sohbet etmek.
- tam tersine
- tam tersine.
- with konuşmak