- yardımda bulunmak
yardım etmek"Oğlunun yardım dileyen bakışlarını görmezden gelerek kahvaltı masasına oturdu." - E. Şafak
- bağışlamak
-i, -e Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek"Ödünç aldığı parayı bile kendinden daha ihtiyaçlısına bağışlayan ancak bir masal adamıdır, değil mi?" - İ. A. Gövsa
- vermek
-i, -e Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm." - Ö. Seyfettin
- katılmak
nsz, -e Katma işi yapılmak"Süte su katılmış."
- iştirak etmek
katılmak
- katkıda bulunmak
bir şeyin oluşmasına, gelişmesine veya gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile yardım etmek"Her geçen gün ününe, sanatına yeni katkılar getiriyordu." - N. Cumalı
- teberru etmek
bağışlamak
- yardım eden kimse
- iane vermek
- katkıda bulunan kimse
- dergi veya gazeteye yazı yazan kimse.
- katkıda bulunmak, katılmak, -de payı olmak, neden olmak, yazı hazırlamak, yazmak
- katkıda bulunmak. contribute to yardım etmek
- payı olmak