- sözleşme
isim Sözleşmek işi
- anlaşmalı
sıfat Anlaşmaya dayanan
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- büzmek
-i Buruşturarak, sıkıştırarak veya kıvrım yaparak bir şeyin alanını ve hacmini küçültmek
- ittifak
isim Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
- çatmak
-i Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak"Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var." - F. R. Atay
- kısaltmak
-i Kısa duruma getirmek"Ben bu sözü biraz daha kısaltarak tekrar edeceğim." - R. N. Güntekin
- olmak
nsz Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak"En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu." - S. F. Abasıyanık
- kontrat
isim, hukuk Sözleşme"Onunla, kontratı imzalamaya geldiğim zaman tanıştım." - A. Ağaoğlu
- anlaşma
isim Anlaşmak durumu"Konuşmadan başka anlaşma aracı yok mu?" - N. Uygur
- küçültmek
-i Büyükken daha küçük duruma getirmek"Lokmasını bir iki kez çiğneyerek küçülttü." - N. Cumalı
- mukavele
isim, hukuk Sözleşme"Meşhur aktör davet edilmiş hatta mukavelesi bile yapılmak üzere imiş!" - H. F. Ozansoy
- akit
isim, hukuk Sözleşme
- mutabakat
isim Uzlaşma
- küçülmek
nsz Büyükken herhangi bir sebeple küçük duruma gelmek"Pantolon yıkanınca küçüldü."
- ahit
isim Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant"Ahdim olsun, bu işi yapacağım."
- muahede
isim Antlaşma"Osmanlılar 1681 muahedesiyle Moskova hükümdarının Çarlık unvanını ve Kudüs Ortodoks kilisesi üzerindeki himaye hakkını tanımışlardı." - F. R. Atay
- muvafakat
isim Uygun görme, onama, kabul etme
- kabala
isim Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı
- mukavelename
isim Sözleşme
- daraltmak
-i Dar duruma getirmek"Hoyrat bir rüzgâr bütün gün tozu dumanına katmış, solukları kesmiş, göğüsleri daraltmıştı." - T. Buğra
- yakalanmak
nsz Yakalama işi yapılmak, ele geçirilmek
- bağıt
isim, hukuk Sözleşme
- buruşturmak
-i Buruşuk duruma getirmek"Az kalsın açmadan onu da buruşturup atacaktı." - O. Aysu
- büzülmek
nsz Büzme işi yapılmak"Sağ gözünün kuyruğu çiçek bozuğundan hafifçe büzülmüştü." - R. N. Güntekin
- daralmak
nsz Dar duruma gelmek, küçülmek"İleride yolun daraldığını göre göre gaza yüklendi." - E. Şafak
- ilişki kurmak
bağlantı sağlamak, ilgi sağlamak"Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı." - H. E. Adıvar
- kasmak
-i Kasları gergin duruma getirmek
- kasılmak
nsz Kasma işi yapılmak
- duçar olmak
- sözleşme, kontrat, sözleşme yapmak,
- anlaşma metni
- sözleşme daraltma kısaltma