- içine almak
kapsamak"Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir." - Ç. Altan
- kontrol altında tutmak
denetlemek
- hâkim olmak
buyruğunu yürütmek, egemenliğini sürdürmek"Arkasında yavaş fakat çok hâkim bir ses işitmişti." - A. Gündüz
- sınırlamak
-i Sınırını çizmek, sınırını belirtmek veya belirlemek
- kapsamak
-i İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
- tutmak
-i Elde bulundurmak, ele almak"Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu." - Ö. Seyfettin
- tahdit etmek
sınırlamak
- içermek
-i İçine almak, içinde bulundurmak, ihtiva etmek"Düpedüz tehdit içeren yazıların sayısı da hayli kabarıktı." - E. Şafak
- varil
isim Çoğunlukla sıvı maddeleri koymak için kullanılan, metalden yapılmış, silindir biçiminde, üstü kapalı kap"Yetmişer kiloluk varilleri raylar üzerinde yuvarlayarak tıngır tıngır getiriyorlar." - A. Gündüz
- ihtiva etmek
içine almak, içinde bulundurmak, içermek, kapsamak
- şamil olmak
Hukuk, Kapsamak; içine almak
- zapt etmek
zorla almak
- havi olmak
içinde bulundurmak, içine almak, kapsamak, içermek
- içermek, kapsamak, tutmak, zaptetmek, bastırmak
- yayılmasını önlemek