- yemek
isim Yemek yeme, karın doyurma işi"Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." - N. Cumalı
- yemek
-i Ağızda çiğneyerek yutmak"Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor." - B. Felek
- yok etmek
ortadan kaldırmak, ifna etmek, izale etmek
- ziyan etmek
yersiz, boş yere harcamak"Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." - R. E. Ünaydın
- almak
-i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- kullanmak
-i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- yanmak
nsz Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak"Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir." - Anayasa
- yakmak
nsz Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek
- çürütmek
-i Çürümesine sebep olmak"Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür." - H. R. Gürpınar
- yutmak
-i Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek
- harcamak
-i Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek"İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü." - S. F. Abasıyanık
- uçmak
nsz Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak"Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu." - S. F. Abasıyanık
- tükenmek
nsz Bitmek, sona ermek, kalmamak"Vaktiyle yaşamış olan büyük musiki ustaları nesillerinin artık tükenmiş olduğu da söylenirdi." - A. Ş. Hisar
- tüketmek
-i Kullanarak, harcayarak yok etmek, bitirmek, yoğaltmak"Titreyen elleri baş ucundaki sürahiye gide gele içindeki suyu tüketmişti." - E. E. Talu
- israf etmek
gereksiz yere harcamak, savurganlık etmek, tutumsuzluk etmek"İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yoğaltmak
-i Tüketmek"Bu şehir yılda yirmi bin ton buğday yoğaltır."
- sarfetmek
- istihlâk edilmek
- istihlâk etmek
- tüketmek, yemek/içmek, yok etmek, yakmak, kül etmek
- yakıp yok etmek
- ziyan edilmek