- pekiştirmek
-i Sertleşmek, katılaştırmak
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- sağlamlaştırmak
-i Sağlam bir duruma getirmek, pekiştirmek
- pekişmek
nsz Sertleşmek, katılaşmak
- birleştirmek
-i, -le Bir araya getirmek"Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi." - A. Ş. Hisar
- birleşmek
nsz Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek"Ufuklar birleşince ezilecek bizleriz / Biz de çöl ortasında kuruyan denizleriz" - F. N. Çamlıbel
- güçlendirmek
-i Güçlü duruma getirmek, güç kazanmasını sağlamak"Dünyanın en ilginç ve muhteşem müzelerinden biri olan sarayı güçlendirmek için canla başla çalıştı." - T. Halman
- takviye etmek
sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek, desteklemek"Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım." - N. Hikmet
- güçlenmek
nsz Güçlü duruma gelmek, kuvvetlenmek
- güçlendirmek, sağlamlaştırmak, pekiştirmek, güçlenmek, sağlamlaşmak, pekişmek, birleştirmek, birleşmek