- çürütmek
-i Çürümesine sebep olmak"Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür." - H. R. Gürpınar
- susturmak
-i Susmasını sağlamak, susmasına sebep olmak"Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum." - F. R. Atay
- tekzip etmek
yalanlamak, doğru olmadığını açıklamak"Üçü de derhâl tekzip etti ve tekziplerinin başında tabii seksen yaşında olmadıklarını altını çizerek ilan ettiler." - H. E. Adıvar
- yalanlamak
-i Haber veya sözün gerçek olmadığını bildirmek, yalan olduğunu açıklamak, tekzip etmek"Bir ön sözde yazdığını sondaki ön sözde yalanlıyor, kendinden bile hırsızlama yapıyor." - T. Uyar
- aksini ispat etmek
- çürütmek, tekzip etmek, yalanlamak