- karmakarışık etmek
çok karışık duruma getirmek"Tarihin karmakarışık olayları ilmî metotlarla incelenebilir mi?" - C. Meriç
- yanıltmak
-i Yanılmasına yol açmak
- düzensizlik
isim Düzensiz olma durumu, tertipsizlik, intizamsızlık, nizamsızlık"Ne kadar alışılsa da düzensizlik insana üzüntü verir." - M. Ş. Esendal
- karıştırmak
-i, -e Karışma işini yaptırmak
- karışıklık
isim Karışık olma durumu, teşevvüş
- utandırmak
-i Utanmasına yol açmak, utanacak bir duruma düşürmek, mahcup etmek"Muallâ Hanım'a o zamana kadar beni çok utandıran bir sual sormakta mahzur görmedim." - P. Safa
- mahcubiyet
isim Utangaçlık"Hatta ben mahcubiyetimden kızarmak değil, gözlerimden ulam ulam yaş da getirebilirim." - Ö. Seyfettin
- şaşırtmak
-i Şaşırmasına sebep olmak"İşte Galip, böyle bir muhitte herkesi şaşırtan büyük bir kabiliyetle meydana çıkıverdi." - A. H. Çelebi
- bozulma
isim Bozulmak işi"Evvelce pek meşhurken artık sesinin bozulmaya başladığı, inhitat zamanlarına geldiği söylenirdi." - A. Ş. Hisar
- zihnini karıştırmak
- ayırt edememek
- şaşırtmak, kafasını karıştırmak, birbirine karıştırmak, karıştırmak