- karşı koymak
boyun eğmemek"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
- karşı durmak
direnmek, dayanmak"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor." - H. E. Adıvar
- karşılaştırmak
-i, -le Karşılaştırma işini yaptırmak
- karşılaşmak
-le Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak"Terdit, yazıda beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak demektir." - Ç. Altan
- yüzleştirmek
-i İki tarafın yüzleşmesini sağlamak
- göğüs germek
- üstesinden gelmek
- karşı koymak, göğüs germek,
- yüzleştirmek. He confronted me with the problem. Beni mesele ile karşı karşıya bıraktı. confronta'tion yüzleştirme.