- uyuşmak
nsz Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak"Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim diye kompartımanımda uzandım." - A. Haşim
- anlaşmak
nsz Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak"Bakın böylesine bir dilimiz olmasaydı, nasıl anlaşacaktık şimdi?" - N. Uygur
- rastlamak
-e Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek"Hava kararmaya başladığında, mezarlıkta sadece bir kişiye rastladı." - İ. O. Anar
- kesişmek
nsz, -le Birbirini kesmek
- uymak
-e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."
- çatışmak
nsz, -le Birbirine çatmak veya çatılmak"Ulu denizin üstünü çatışan, şimşeklenen kara bulutlar sardı." - Y. Kemal
- mutabık olmak
aralarında anlaşmazlık olmamak, anlaşmak"Cadde açılmadan evvel mutabıklarının harabeleriyle henüz bir duvarı duruyordu." - A. H. Çelebi
- razı olmak
- hemfikir olmak
- razı olmak.
- aynı fikirde olmak
- aynı zamana rastlamak
- anlaşmak, uyuşmak, aynı zamanda oluşmak, aynı zamana rastlamak, üst üste gelmek