- karar vermek
bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak"Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu." - H. S. Tanrıöver
- sona ermek
son bulmak"Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu." - P. Safa
- son vermek
bitirmek, sona erdirmek"Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu." - P. Safa
- sonuç çıkarmak
matematik bir işlemi bitirip sonuca ulaşmak
- çözmek
-i Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak
- bitmek
nsz Tükenmek"Dün akşam param bitmişti." - S. F. Abasıyanık
- tamamlamak
-i Eksiksiz, tamam duruma getirmek, bütünlemek"Rehberim sille, tokat hatta asker süngüsü, bir hayli darbe yedikten sonra işini tamamladı." - N. F. Kısakürek
- anlaşmak
nsz Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak"Bakın böylesine bir dilimiz olmasaydı, nasıl anlaşacaktık şimdi?" - N. Uygur
- bitirmek
-i Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak"Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım." - P. Safa
- sonuçlanmak
nsz Sonuca ulaştırılmak, sonuca bağlanmak, bitirilmek, neticelenmek, intaç edilmek"Diyelim ki o düşündüğünüz sefer gerçekleşti, diyelim ki başarıyla sonuçlandı." - T. Oflazoğlu
- sonuçlandırmak
-i Sonuca ulaştırmak, bitirmek, neticelendirmek, intaç etmek
- sonlandırmak
-i Sona erdirmek"Tümceyi sonlandıran buyurgan nokta yerine, sorulara açık, bitimsiz üç noktayı yeğlediklerini belirtmişti." - T. Uyar
- neticelendirmek
-i Sonuçlandırmak
- sona erdirmek
- bir karara varmak
- bitirme sonuçlandırmak
- bitirmek, sona erdirmek, bitmek, sona ermek, sonucuna varmak, çözmek, halletmek, anlaşmak, karara varmak
- istidlâl etmek
- netice çıkarmak