- odun
isim Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç"Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu." - T. Buğra
- kabul
isim Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma"Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden" - C. S. Tarancı
- teslim
isim Bir şeyi sahibine verme
- ayrıcalık
isim Başkalarından ayrı ve üstün tutulma durumu, imtiyaz"Ölüm önünde herkes bir, ayrıcalık yok kimseye." - T. Oflazoğlu
- imtiyaz
isim Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık"Hem bu sayede sen artık yüzüme bakmak imtiyazını kazanan biricik erkeksin." - N. Hikmet
- izin
isim Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet"Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim." - A. Kabaklı
- itiraf
isim Başkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme"Hatıralarım demek; söylemek istediklerim, itiraflarım demek, söyleyebildiklerim demektir." - F. R. Atay
- mümessillik
isim Temsilcilik
- taviz
isim Ödün
- abandone
isim, spor Boks sporunda dövüşemeyecek duruma gelen boksörün karşılaşmayı yarıda bırakması
- bayilik
isim Bir maddeyi sürekli satma işi"Tekel bayiliği."
- feragat
isim Hakkından kendi isteğiyle vazgeçme
- ayrıcalık imtiyaz
- bayilik.
- devlet veya diğer bir yetkili makam tarafından tanınmış imtiyaz
- teslim kabul
- ödün, taviz, ayrıcalık, imtiyaz