- utanma
isim Utanmak durumu, arlanma, teeddüp"İradesizliğimden utanma duymamaya da alıştım." - R. H. Karay
- keder
isim Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa"Hiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın." - A. H. Müftüoğlu
- çekinme
isim Çekinmek işi"Hem hayatta yumuşak yüzlü olmanın, kalp kırmaktan çekinmenin hiç manası yok." - E. İ. Benice
- vicdan azabı
isim Yapılan bir işten dolayı duyulan acı, üzüntü"Gözlerinde minnet yaşlarıyla yüzüme baktıkça vicdan azabına benzer bir şey duyuyor." - R. N. Güntekin
- pişmanlık
isim Pişman olma durumu, nedamet"Sarı sakalları uzamış, bu yanık yüzde, en küçük bir pişmanlık eseri yoktu." - H. Taner
- nedamet
isim Pişmanlık"Gözlerime iki damla nedamet yaşı getirmek için dudaklarımı bütün kuvvetimle ısırıyordum." - H. C. Yalçın
- reddetme
isim Reddetmek işi
- tereddüt
isim Kararsızlık, duraksama, ikircik, ikirciklik"Bir iki saniye tereddütle gözlerinin içine baktım, dudaklarımı büktüm." - E. İ. Benice
- yerinme
isim Yerinmek işi, teessüf"Acınmalardan, yerinmelerden yana pek zengindir yaşam." - N. Uygur
- esef
isim Üzüntü, kaygı, tasa"Ötekilerin yüzünde onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı." - T. Buğra
- reddetme.
- vicdan azabı, pişmanlık, utanma