- basmak
-e Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak"Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına." - C. Külebi
- bastırmak
-i Basma işini yaptırmak"Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta." - T. Dursun K
- ezmek
-i Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek"Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım." - E. B. Koryürek
- sıkmak
-i Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak"Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor." - Ö. Seyfettin
- özetlemek
-i Bir yazı, konu, söz veya filmin içeriğini daha az sözle anlatmak, özünü vermek, kısaltmak, hülasa etmek
- kompres
isim, tıp (***) Yaraların bakımında veya başka bir amaçla kullanılan katlı bez
- sıkıştırma
isim Sıkıştırmak işi
- sıkıstırmak
- basmak, sıkıştırmak, bastırmak, bir kaç sözcükle anlatmak, özetlemek, kompres
- pamuk v.b balyalarını sıkıştıran makina.
- tazyik etmek. compressed air sıkıştırılmış hava. compressible sıkıştırılabilir.