- içine almak
kapsamak"Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir." - Ç. Altan
- idrak
isim Anlama yeteneği, anlayış, akıl erdirme"Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var." - Ç. Altan
- kapsamak
-i İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
- algılamak
-i Bir olayı veya bir nesnenin varlığını duyu organlarıyla kavramak, idrak etmek"Kokuyu daha iyi algılamak için burnumu iyice gömüyorum yastığa." - A. Ümit
- anlamak
-i Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak"Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum." - A. Ümit
- kavramak
-i Elle sıkıca tutmak"Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." - N. Cumalı
- kapsam
isim Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul"Yasa kapsamına giren devlet personeli."
- etraflı
sıfat Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı
- şümullü
sıfat Kapsamlı"Eniştemiz için yemek, tabiat, cemiyet ve medeniyetle rabıtaları olan nazik ve şümullü bir meseleydi." - A. Ş. Hisar
- idrak etmek
akıl erdirmek, anlamak, kavramak"Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var." - Ç. Altan
- idrak olunabilir
- idraklı
- anlama yeteneği olan
- anlama yeteneği olan.
- anlamak, düşünmek, kavramak
- ihtiva etmek. comprehensible anlaşılabilir
- makul. comprehension anlayış
- şümul. comprehensive geniş