- yerini tutmak
bulunmayan bir nesnenin yerini almak, onu aratmamak"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- değiştirmek
-i Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak"Rüzgâr gibi çarçabuk esiş istikametlerini değiştiriyorlar, ağaç kurdu gibi renkten renge giriyorlar." - E. İ. Benice
- hafifletmek
-i Hafiflemesine yol açmak, hafifleştirmek, tahfif etmek"Damatlarının bu işten memnun görünmesi, onun azap ve sıkıntısını yarı yarıya hafifletiyordu." - R. N. Güntekin
- karşılığını ödemek
- değiş tokuş etmek mübadele etmek
- öndeleme