- bağlantı kurmak
irtibat sağlamak"Kar yüzünden çevre ile bağlantı kesildi."
- nakletmek
-i Nakil işini yapmak, bir yerden başka bir yere geçirmek, iletmek"İkisi de koluna girerek hastayı otomobile naklettiler." - P. Safa
- muhabere etmek
haberleşmek, yazışmak
- anlatmak
-i, -e Bilgi vermek, izah etmek"Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi." - P. Safa
- açıklamak
-i Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek
- iletmek
-i Götürmek, ulaştırmak, nakletmek, geçirmek"Bunların tek kaygıları gördüklerini, duyduklarını okurlara iletmektir." - S. Birsel
- bulaştırmak
-i, -e Bulaşmasına yol açmak
- bildirmek
-e Herhangi bir şeyi haber vermek"Babası ile arasındaki bütün mektuplaşmaları bana da bildiriyor." - E. İ. Benice
- ifade etmek
anlatmak"Bu kitabın bende hazin bir intiba bıraktığını söylersem yanlış bir ifadede bulunmamış olurum." - A. H. Çelebi
- haberleşmek
nsz, -le Bir durumu karşılıklı olarak iletmek, karşılıklı olarak haber alıp vermek, iletişmek, muhabere etmek
- aralannda bağlantı olmak
- meramını anlatmak