- yürütme
isim Yürütmek işi"Bizi itiştire kakıştıra ve etrafımızda kavga dansları yaparak yürütmeye başladılar." - N. Hikmet
- teslim etmek
bir şeyi sahibine vermek
- hapsetmek
-i, -e Bir suçluyu hapishaneye koymak
- vakfetmek
-i, -e Mal ve mülkünü satılmamak şartıyla bir hayır kurumuna veya işine bağışlamak
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- işlemek
-i Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
- yerleştirmek
-e Yerleşmesini sağlamak"Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu." - C. Uçuk
- tevdi etmek
vermek, bırakmak
- sarfetmek
- emanet etmek
- yapmak, işlemek, kalkışmak, teslim etmek,
- hasretmek. commit to memory ezberlemek. commit to prison hapsetmek. commit to writing yazmak.
- kanun tasarısı v.b.'ni komisyona havale etmek
- söz vererek bağlamak. commit oneself bir karara varıp bunu ilân etmek. commit oneself to kendini adamak