- ek
isim Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça"Yazının ekleri."
- tali
sıfat İkinci derecede olan, ikincil
- yardımcı
isim Yardım eden veya gerektiğinde yardım edecek olan kimse vb., muavin, muin, yaver, asistan"Ev işlerinde annemin yardımcısı yine bendim." - A. Ağaoğlu
- güvence
isim Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu üzerine alması, inanca, teminat, garanti
- teminat
isim Güvence"Sen de bana teminat olarak peşin iki yüz lira ver, işe girince iade edeyim." - N. F. Kısakürek
- ikincil
sıfat Sırada önem bakımından ikinci derecede olan, tali, sekunder"Savaş cehennemine bizzat tanık olmuş bir adam için, bu hedefin dışında her şey ikincil kalıyordu." - A. Kulin
- rehin
isim, ticaret Bir borcun ödeneceğine teminat olarak ödenince geri alınmak şartıyla borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey"Evim rehinde olduğu için ona dalgıçlık etmek zorundayım." - Halikarnas Balıkçısı
- munzam
sıfat Katılmış, ulanmış, eklenmiş
- soydaş
isim Soyları bir olan bireylerden her biri"Bizim zavallı soydaşlarımıza kadar önünüze kim rast geldiyse kılıçtan geçirdiniz." - Y. K. Karaosmanoğlu
- tamamlayıcı
- aynı sonuca yönelen
- maddi teminat
- yan yana olan
- yardımcı olay
- yardımcı malzemeler
- A.B.D karşılıklı teminat
- aynı eğilimde ve etkide olan
- aynı soydan gelen
- aynı soydan gelen.
- durum veya kısım. collateral evidence müekkit şahadet. collateral security karşılıklı teminat. collaterally yan yana durarak.
- yan yana, paralel, yardımcı, ikincil, ek, aynı soydan gelen, maddi teminat