- çatlak
sıfat Çatlamış olan"Çatlak bardak."
- kırılmak
nsz Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak
- açmak
-i Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek"Kapıyı açıp içeri giriyorum." - A. Ağaoğlu
- çatlamak
nsz Parçaları ayrılıp dağılmayacak bir biçimde yarılmak"Eğer çay doldururken bardak çatlarsa, üzerlerinde nazar olduğuna hükmeder, gidip bir koşu ateşte tuz çevirirdi." - E. Şafak
- ayrılmak
-e Ayırma işine konu olmak"Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı." - F. R. Atay
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- yarmak
-i Uzunlamasına bölüp ayırmak"Odunu yarmak."
- yarılmak
nsz Yarma işi yapılmak
- yapışmak
nsz Yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak"Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki..." - S. F. Abasıyanık
- bağlanmak
-e Bağlama işine konu olmak"Ceviz ağacının bir dalına bağlanmış salıncak, hafif hafif kıpırdanıyordu." - O. Pamuk
- bölmek
-i Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek"Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü." - N. Cumalı
- taksim etmek
bölmek, bölüştürmek, pay etmek"Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu." - A. İlhan
- bölünmek
nsz Belirli bölümlere, parçalara ayrılmak"Saçları biraz evvel taranmış gibi intizamlı, ortasından ikiye bölünmüş." - P. Safa
- iltisak etmek
- arasmdan geçmek. cleavable yarılabilir.
- cleft veya cleaved veya cloven
- sadık olmak
- sadık olmak.
- yarmak, bölmek