- çözmek
-i Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak
- süzmek
-i Bir sıvıyı, içindeki katı maddelerden ayırmak için bez veya delikli bir kaptan geçirmek"Sütü süzmek."
- temizlemek
-i Arıtmak"Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler." - H. Taner
- temizlenmek
nsz Temiz duruma gelmek, arınmak, paklanmak"Bu sebepten, sanki daha önce hiç temizlenmemişçesine temizlerler evlerini." - E. Şafak
- aydınlatmak
-i Karanlığı giderip görünür duruma getirmek, ışıklandırmak"Işık yüzüne tam tepeden düşüyor ve onu iyice aydınlatıyordu." - T. Buğra
- anlatmak
-i, -e Bilgi vermek, izah etmek"Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi." - P. Safa
- açıklamak
-i Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek
- açılmak
nsz Açma işine konu olmak"Kasabada bir çırçır fabrikası açılmış." - A. Ümit
- halletmek
-i Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak"Bir arkadaşa, sinema işlerinden anlayan bir arkadaşa bu konuşmayı anlattığım zaman o muammayı halletti." - N. Hikmet
- izah etmek
açıklamak, ayrıntılı bilgi vermek"Bu kızda izahı güç bir garabet var." - P. Safa
- tasfiye etmek
arıtmak, temizlemek"Yoksa mutlu bir şansla bir uzlaşma olacak, bu da yumuşak bir tasfiyeye imkân bırakacak mıydı?" - T. Buğra
- arıtmak
-i Temizlemek, temiz duruma getirmek, paklamak
- arındırmak
-i Arınmasını sağlamak"Hoşgörü ve bağışlamadır o insanı günahtan arındıran duygu." - İ. Aral
- aydınlanmak
nsz Aydınlık olmak"Sorgu odasından çıktığımda karanlık holün gün ışığıyla aydınlanmış olduğunu görüyorum." - A. Ümit
- arınmak
nsz Temizlenmek
- açıklamak, açıklık getirmek, aydınlatmak, açıklanmak, anlaşılır olmak, aydınlanmak, arıtmak
- izah edilmek