- yerine koymak
gibi görmek, saymak"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- el çırpmak
alkışlamak, tempo tutmak"El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk" - Z. O. Saba
- kanat çırpmak
uçmak"Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta" - H. F. Ozansoy
- belsoğukluğu
isim, tıp (***) Üreme organlarının akıntılı ve bulaşıcı bir hastalığı"Ta eskiden, yirmi sene evvel bir belsoğukluğu geçirdimdi." - S. F. Abasıyanık
- Tokat
isim İnsana el içi ile vuruş
- Patlama
genellikle ısının yükselmesi ve gazların salınması ile oluşan hızlı ve yüksek bir sesle bir şekilde hacim artışı ve enerjinin açığa çıkmasıdır.
- gürleme
isim Gürlemek işi
- alkış
isim Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpma, alkışlama, kargış karşıtı
- oturtmak
-i, -e Oturma işini yaptırmak"İçeri girer girmez bileğimden kavradı, önüne beni oturttu, hayvanı mahmuzladı." - S. M. Alus
- saklama
isim Saklamak işi"O kadar acıklı ki sorduğun sebep bizden / Biz bile saklamaya çalıştık kendimizden" - F. N. Çamlıbel
- tokatlamak
-i Tokat atmak"Bir ziyafette cümbüş yapanları teker teker tokatlamış." - A. Kabaklı
- alkışlamak
-i Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpmak"O zaman biz hayranları onu şiddetle alkışlardık." - A. İlhan
- tokat atmak
- ant bir vuruş veya hareket
- hemen yerine koymak. clap in jail hemen hapse atmak. clap on a fine para cezasına çarptırmak.