- alım
isim Alma işi
- çekim
isim Çekme işi
- muska
isim İçinde dinsel veya büyüleyici bir gücün saklı olduğu sanılan, taşıyanı, takanı veya sahip olanı zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine inanılan bir nesne, yazılı kâğıt vb., hamaylı"İnsan, üstünde tercihen boynunda mutlaka bir muska taşımalıydı
- sevimlilik
isim Sevimli olma durumu"Sevimliliğinden, yardımseverliğinden hiçbir şey yitirmemişti." - A. Kutlu
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- cezbetmek
-i Kendine çekmek, bağlamak, etkilemek"Uzun boyu ve endamındaki zarafeti ile beni cezbetti." - H. C. Yalçın
- cazibe
isim Çekicilik"Ruhani bir cazibe Turhan'ı türbeye çekti." - A. H. Müftüoğlu
- çekicilik
isim Çekici olma durumu, alım, albeni, alımlılık, cazibe, hava, gelgel
- alımlılık
isim Alımlı olma durumu, çekicilik
- büyülemek
-i Büyü ile etki altına almak, efsunlamak, afsunlamak
- büyü
isim Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, efsun, sihir, füsun, bağı"Akkız Ana, Hasan'a gönül vermenin bir büyü olduğunu, ne kadar anlatmışsa da kâr etmemiş." - H. E. Adıvar
- tılsım
isim Doğaüstü işler yapabileceğine inanılan güç"Bu onun ilacı, tılsımı gibi bir şey. Onları sayıklayınca iyileşiyor." - H. A. Yücel
- afsun
isim Büyü
- nazarlık
isim Nazarı etkisiz duruma getirdiğine inanılan kumaş parçası, mavi boncuk, kurşun, dua yazılı kâğıt, muska vb. şeyler"Aman nazar değmesin, buna derhâl bir nazarlık astırmalı!" - A. Ş. Hisar
- cilve
isim Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz"Romantik devirlerde bu nevi cilvelere aşk mâni olurdu, şimdi de kültür." - P. Safa
- meftun etmek
birini kendine bağlamak"Şehriban'a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim." - R. H. Karay
- sihir
isim Büyü
- büyü sihir cazibe
- büyüleyici olmak
- hayran bırakmak
- çekici olmak
- çekicilik, alım, cazibe, nazarlık, muska, büyü, sihir, hayran bırakmak, büyülemek, cezbetmek, korumak