- dövmek
-i Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak"Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!" - H. E. Adıvar
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- cezalandırmak
-i Bir kimseye veya varlığa ceza vermek"Meğer bizim Abdullah ve kardeşi et çalan bir kediyi cezalandırmak istemişler." - F. R. Atay
- paylamak
-i Birine kusurundan ötürü sert sözler söylemek, azarlamak"Görümcesi onu paylıyor, o ise Kutlu'nun yüzüne bakıyordu, duymamacasına." - N. Araz
- kakımak
-i Bir kimsenin yaptığı işin beğenilmediğini kendisine sert sözlerle söylemek
- azarlama. castigator paylayıcı kimse.
- ağır biçimde cezalandırmak/azarlamak
- kınamak. castiga'tion paylama