- iskambil
isim Bir yüzünde sayılar veya resimler bulunan, çeşitli oyunlar oynamaya yarayan kart, oyun kâğıdı"Sonbahar sonları olduğu için orada ancak iki ihtiyar otçu ile bir bahçıvan iskambil oynuyorlardı." - O. C. Kaygılı
- iskambil kâğıdı
isim İskambil"İskambil kâğıtlarını karıştırıyorum, kendi kendime söyleniyorum." - R. H. Karay
- oyun kâğıdı
isim İskambil
- yün
isim Koyun tüyü"Bu şiltenin yünü az gelmiş."
- kart
sıfat Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı"Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor." - H. E. Adıvar
- kart
isim Düzgün kesilmiş ince karton parçası
- posta kartı
isim Sert ve dayanıklı kâğıttan yapılan, bir tarafı haberleşme için ve diğer tarafının yarısı alıcının adresi, pul veya postalama işaretleri için ayrılmış bulunan, zarfsız postalanarak da kullanılan bir haberleşme malzemesi
- fiş
isim Prizden elektrik akımı almaya yarayan araç
- giriş kartı
isim Bir kuruluşa, bir toplantıya veya bir spor karşılaşmasına serbestçe girebilme olanağı sağlayan belge
- tebrik kartı
isim Bayram vb.ni kutlamak için gönderilen kart, tebrik
- program
isim İzlence"Ne yapacaksa yapmadan kurar hatta programını yanındakilere de söylerdi." - Ö. Seyfettin
- belge
isim Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb., vesika, doküman
- taramak
-i Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek"Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu." - Y. Kemal
- karton
isim Kâğıt hamuruyla yapılan, ayrıca içinde bir veya birkaç lif tabakası bulunan kalın ve sert kâğıt
- kartvizit
isim Kart (II)"İçinde Muallâ Hanım'ın ismi yanında benim ismimi taşıyan kartvizitler." - P. Safa
- fişlemek
-i Fiş üzerine yazmak
- kartpostal
isim Genellikle dikdörtgen biçiminde ince kartondan yapılmış, bir yüzü resimli, zarflı veya zarfsız gönderilen posta kartı, kart"Mektubu geçtim, bir kartpostal olsun yazamıyor mu?" - S. M. Alus
- kartlara yazmak
- üyelik kartı
- kart koymak
- kart veya kartonlara yapıştırmak
- kaşağı. card catalogue kart kataloğu. card index kart fihristi. card table kumar masası. a card up one's sleeve kurtarıcı. in the cards muhtemel
- kâğıt oyunları
- olasılı. put one's cards on the table samimi olarak açıklamak.
- oyun kâğıdı, kart, ziyaret kartı, kartpostal, gırgır, şamatacı, karşılaşma bağdarlaması