- yüznumara
isim Tuvalet
- kutu
isim İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap"Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi." - A. Ş. Hisar
- tuvalet
isim İnsanın dışkısıyla idrarını boşalttığı yer, abdesthane, aralık, ayakyolu, yüznumara, hacet yeri, hela, kenef, memişhane, kademhane"Nerede ise herkesi belediyenin tuvalet çukurlarına kadar takip edeceksiniz." - F. R. Atay
- kaba et
isim, anatomi Kıç
- kaydetmek
-i, -e Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek
- teneke
isim Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac"Uyuyanı uyandırmak için ondan yana teneke parçaları atıp gürültü çıkartırlardı." - L. Tekin
- kap
isim İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
- kap
isim Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılan bir tür üst giysisi
- yetenek
isim Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet, istidat"Her bir dönemin incelenmesi, sonuçlarının değerlendirilmesi ulusal yeteneklerimizi, eksiklerimizi anlamak bakımından uyarıcıdır." - M. And
- çöp tenekesi
isim Sokaklarda çöplerin içinde toplandığı büyük kap
- hapishane
isim Cezaevi"Ortada zaptiyesiyle, hapishanesiyle, hâkimleri, duruşmaları ile devlet kuvveti vardı, karşı durulamazdı." - T. Buğra
- hela
isim Tuvalet
- konserve
sıfat Isı ile sterilize edilerek uzun zaman saklanabilecek biçimde kutulanmış (yiyecek)"Konserve balık."
- kıç
isim Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat
- makat
isim Kıç
- popo
isim Kıç
- göt
isim Anüs
- kovmak
-i Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek"Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." - M. Ş. Esendal
- yapabilmek
-i Yapma ihtimali veya imkânı bulunmak"Tramvay biletçiliği yapabilirdi, tramvay biletçiliği iyiydi, yaz kış kapalı yerdeydi." - M. Uyguner
- bidon
isim İçine çeşitli maddeler konulan, sac, plastik veya çinkodan yapılmış kap
- edebilmek
-i Etme ihtimali veya imkânı bulunmak"Size fenalık edebilir, sizi işinizden attırır." - H. Taner
- sepetlemek
-i Meyve, sebze vb.ni sepete koymak, sepete yerleştirmek
- teneke kutu
- konserve kutusu
- -abilmek
- -ebilmek
- emzikli kova
- kıç kanadı
- sulama kovası
- konserve yapmak
- -ebilmek, -abilmek, kap, kutu., teneke kutu, konserve kutusu, konserve, kodes, konserve yapmak, konservelemek,
- işine son vermek
- konservesi yapmak
- kutulara doldurmak