- bela
isim İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum"Kumar, toplum için büyük bir beladır."
- afet
isim Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım"O yıl su baskınları bir afet gibiydi."
- vahim
sıfat Ağır, korkulu, çok tehlikeli, vahametli"Haydi ben kumar yangınıyım fakat senin vaziyetin benimkinden daha vahim." - M. Yesari
- felâket
Trafik ve İlk Yardım, Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela.
- musibet
isim Ansızın gelen felaket, sıkıntı veren şey"Onlar hızla geçer veya düşer, musibeti sineye çekmek millete düşer." - T. Halman
- yoksulluk
isim Yoksul olma durumu, yoksuzluk, variyetsizlik, sefillik, sefalet, fakirlik"Yoksuldu biliyorum ama boyuna da yoksulluk sözü edilmez ya!" - O. V. Kanık
- sefalet
isim Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı"İnsan onu bir gördü mü evlerin, sokakların sefaletini unutur giderdi." - T. Buğra
- facia
isim Çok üzüntü veren, acıklı olay, afet"Sebep olduğunuz faciadan henüz haberiniz yok." - H. R. Gürpınar
- felâket getiren
- afet. calamitous felâketli
- belâlı. calamitously felâket ve belâ getirerek.
- felaket afet
- felaket, afet