- amaç
isim Ulaşmak istenilen sonuç, maksat"Evet ama öteki kızı bu iş için kaçırdılarsa amaçlarına ulaştılar." - A. Ümit
- kafa
isim İnsan başı, ser
- sigara
isim İnce kâğıda, kıyılmış tütün sarılarak hazırlanan, silindir biçiminde, ağızdan dumanı çekilen nesne"Onları sigara dumanları arasından seçebiliyordum." - A. Ağaoğlu
- kaba et
isim, anatomi Kıç
- araya girmek
iki kişinin arasındaki bir işe karışmak
- kafa atmak
kavga sırasında karşıdakinin yüzüne, sert ve şiddetli bir biçimde kafayla vurmak
- fıçı
isim Bir araya getirilerek çemberlerle tutturulmuş ensiz tahtalardan yapılan, yuvarlak, karnı şişkin ve altı üstü düz kap"Su, kocaman fıçılara doldurulup arabalarla Beykoz'a getirilir." - S. Birsel
- burnunu sokmak
gerekmeden her işe karışmak
- kalça
isim, anatomi Gövdenin arka bölümünde, bacakların birleştiği yerle bel arasındaki şişkin bölge"Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı." - Ö. Seyfettin
- hedef
isim Nişan alınacak yer, nişangâh
- kıç
isim Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat
- makat
isim Kıç
- popo
isim Kıç
- göt
isim Anüs
- kabza
isim Silah, kılıç vb. şeylerde tutulacak yer, tutak, sap"Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü." - F. F. Tülbentçi
- sap
isim Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
- izmarit
isim, hayvan bilimi İzmaritgillerden, pullu ve kılçıklı bir tür küçük balık (Maena smraris)"Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor." - A. Ümit
- gaye
isim Elde edilmesi gereken, ulaşılmak istenen şey, amaç"İnsanoğlunun gayesi ölmek değil, yaşamak ve galebe çalmaktır." - M. Kaplan
- varil
isim Çoğunlukla sıvı maddeleri koymak için kullanılan, metalden yapılmış, silindir biçiminde, üstü kapalı kap"Yetmişer kiloluk varilleri raylar üzerinde yuvarlayarak tıngır tıngır getiriyorlar." - A. Gündüz
- bitişmek
nsz Birbirine dokunacak kadar yanaşmak
- damacana
isim Su vb. sıvıları taşımaya yarayan, dar ağızlı, şişkin karınlı, genellikle hasır veya plastik sepet içinde korunan büyük şişe
- dipçik
isim Tüfek vb. silahların namlu gerisinde bulunan, atış sırasında silahın omza dayanmasını veya tabancanın elle kavranmasını sağlayan taban bölümü"Canı çıkıncaya kadar dipçiklerle dövdüler." - Ö. Seyfettin
- karışmak
-e İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek"Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." - H. R. Gürpınar
- tos
isim Alın veya boynuzla vuruş
- tos vurmak
alın veya boynuzla vurmak, süsmek
- balta tersi
- dövdü
- bitişik olmak
- boynuz atmak
- toslamak, kelle vurmak,
- 477 litre.
- alay konusu olan kimse
- bir oylum ölçü birimi
- herhangi bir şeyin enli ucu veya sapı
- iki şeyin enli uçlarını birbiriyle birleştirmek.
- kafa.
- kıç.
- nişan talimi yapılan yerin arkasındaki duvar veya toprak yığını