- acele
sıfat Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi"Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor." - E. M. Karakurt
- faaliyet
isim Canlılık, hareket"İstasyonda bir faaliyet vardı." - A. Gündüz
- telâş
Trafik ve İlk Yardım, Herhangi bir nedenle acelecilik, kaygı, tasa, endişe, şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa.
- telaş etmek
sıkıntı duyarak acele etmek, endişelenmek, telaşlanmak"Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık." - H. Taner
- koşuşmak
nsz Birlikte ve birden koşmak"Çocukluğun verdiği bir neşe ile papatyalardan toplamak üzere her biri bir tarafa koşuştular." - O. C. Kaygılı
- koşuşma
isim Koşuşmak işi"Benim bir şeyden haberim yok ama doktordan doktora koşuşmanızı beğenmedim." - P. Safa
- acele ettirmek
- acele ile hareket etmek
- eskiden kadınların eteklerini kabarık tutmasl için kalça kısmına taktıkları yastık gibi şey. hustle and bustle telâş
- faaliyet telaş
- koşuşma.
- telaş etmek, acele hareket etmek, koşuşmak, koşuşturmak, telaş, koşuşma, keşmekeş