- toprağa vermek
ölüyü gömmek"Kireçli toprak. Killi toprak."
- bağrına taş basmak
sesini çıkarmaksızın her türlü acıya katlanmak"Bak çorak tarlasında sabanına dayanmış / Geniş alnı güneşle, bağrı ateşle yanmış" - F. N. Çamlıbel
- örtmek
-i Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak"Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü." - A. Gündüz
- gizlemek
-i, -den Saklamak, görünmeyecek, belli olmayacak bir yere veya bir duruma koymak"Siperleri çalılarla örterek uçaklardan gizlediler."
- saklamak
-i Elinde bulundurmak, tutmak"Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı." - İ. A. Gövsa
- daldırmak
-i, -e Dalma işini yaptırmak, dalmasına sebep olmak"İnce parmaklarını kocasının saçlarına daldırarak yumuşak bir sesle yalvardı." - P. Safa
- unutmak
-i Aklında kalmamak, hatırlamamak"Biz şimdi Evliya'nın hayalhanesinden aktardığı tatları unutmadan gerçeklere dönelim." - A. Boysan
- gömmek
-i, -e Yerin altına koyarak üstünü toprakla örtmek
- defnetmek
-i, -e Ölüyü gömmek, toprağa vermek
- gömmek, defnetmek, gizlemek, saklamak