- yapı
isim Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina
- bünye
isim Vücut yapısı"Bünyesi de, ruhu da hayatın güçlükleriyle ve yoksullukları ile çarpışarak mukavemet ve kudret kazanmıştı." - İ. A. Gövsa
- kendine gelmek
ayılmak"Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı." - Ç. Altan
- desteklemek
-i Destek koymak"Kapıyı ardından destekleyip varını yoğunu amcasının şerrinden koruyacaktı." - N. Hikmet
- yaratmak
-i, din b. (***) Allah, olmayan bir şeyi var etmek"Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı." - Ö. Seyfettin
- derleme
isim Derlemek işi, tedvin
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- kurmak
-i Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek"Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk." - F. R. Atay
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- bina etmek
yapmak, kurmak, inşa etmek"Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır." - B. Felek
- dikmek
-i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."
- inşa etmek
kurmak, yapmak"Köprü inşası."
- tesis etmek
kurmak, ortaya çıkarmak, oluşturmak
- gelişmek
nsz, biyoloji Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak"Çalı süpürgeleri bir türlü ağaç hâline gelemeden ama ağacı taklit edercesine gelişir." - S. F. Abasıyanık
- bina
isim Yapı"Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır." - B. Felek
- oluşturmak
-i Oluşmasını sağlamak, meydana getirmek, teşekkül ettirmek, tekvin etmek"Bu kahraman orduyu doğuran ve oluşturan bu millet var oldukça: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!" - B. Felek
- geliştirmek
-i Gelişmesini sağlamak, gelişmesine yol açmak
- inşaatçı
isim Yapı işlerini yöneten teknik görevli
- örmek
-i İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak veya geçirerek işlemek veya tezgâhta dokumak"Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o!" - S. F. Abasıyanık
- göklere çıkarmak
aşırı derecede övmek
- toparlanmak
nsz Toparlama işine konu olmak veya toparlama işi yapılmak
- vücut yapısı
- beden yapısı
- evlerle doldurmak
- inşaatçılık yapmak
- seri yapmak
- desteklemek.
- elinde toplamak
- kurmak, yapmak, inşa etmek, oluşturmak, geliştirmek, beden yapısı, yapı
- mamur bir hale getirmek askeri gücü takviye etmek
- müteahhit. build in dahil etmek. build up birikmek
- plan yapmak veya kurmak
- yaradılış. natura builder yapıcı