- canlı
sıfat Canı olan, diri, yaşayan"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." - N. Cumalı
- zengin
sıfat Parası, malı çok olan, varlıklı, varsıl, variyetli, fakir, yoksul karşıtı"Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz" - B. Necatigil
- sert
sıfat Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı"Sert tahta."
- işlek
sıfat Çok işleyen, canlı, hareketli"İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- suratlı
sıfat Yüzü ...-yı andıran"Hatta bu kararlı ve aceleci hâliyle katil suratlı kahveciyi ürkütmeyi başardığı bile söylenebilirdi." - İ. O. Anar
- parlak
sıfat Parlayan, ışıldayan"Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." - H. E. Adıvar
- faal
sıfat Çok çalışan, çalışkan, canlı, hareketli, aktif"Medeni milletler arasında faal bir unsur olabileceğimizi ispat etmemiz lazımdır." - F. R. Atay
- canlandırmak
-i Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak
- çevik
sıfat Kolaylık ve çabuklukla davranan, tetik, atik, atik tetik"Sofrada Atatürk'ün pek kuvvetli ve çevik birkaç arkadaşı vardı." - F. R. Atay
- enerjik
sıfat Enerji ile ilgili
- hareketli
sıfat Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik, mobilize
- canlanmak
nsz Gücü artmak, diri duruma gelmek"Biraz oyalandıktan sonra canlanan parmaklarını beyaz tuşlarda koşturarak çalmaya başladı." - P. Safa
- hareketlendirmek
-i Hareketlenmesine yol açmak
- hareketlilik
isim Hareketli olma durumu, devingenlik
- Bir renk veya ışık için, özellikle kuvvetli ve dikkat çekici.
- faal canlı
- kamçılayan
- çabuk ve aktif, çevik, canlı, hareketli