- kulübe
isim Kerpiç, saman veya ağaçtan yapılmış küçük, basit, ilkel ev"Aliş tozu dumana katarak kulübeye seğirtirken o da arkadaşlarının birini aramaya çıktı." - Halikarnas Balıkçısı
- kuşatmak
-i Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek"Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu." - N. Cumalı
- ihata etmek
çevirmek, çevrelemek, kuşatmak, sarmak
- kameriye
isim Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak"Kim şu kameriyede oturmuş, şu çiçeklerden kim toplamıştı?" - S. F. Abasıyanık
- çardak
isim Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak
- pergola
isim Gölgelik
- kuşatmak.
- etrafına kameriye yapmak
- bahçe köşkü
- göz demiri, kameriye, çardak
- iç "Euchre'' denilen iskambil oyununda bacak