- fildişi
isim Fil dişinin kırık beyaz rengi
- işveren
isim İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron"Fabrikaları, atölyeleri gezin, işçilerle, işverenlerle konuşun." - S. F. Abasıyanık
- müdür
isim İdare eden, yöneten"Yazı işleri müdürleri böyle öyküler istiyorlar." - N. Cumalı
- kabartma
isim Kabartmak işi"Pansiyon sahipleri, kirada gösterdikleri bu ehveniyeti diğer hileli muamelelerinde kabartmanın yolunu bilirler." - H. R. Gürpınar
- kontrol etmek
denetlemek
- ustabaşı
isim Bir iş yerinde çalışan ustaların başı olan ve onları denetleyen kimse"Ustabaşı Salih Ağa, iri yumruğunu göğsüne vurarak..." - Y. Z. Ortaç
- idare etmek
yönetmek, çekip çevirmek"Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş." - Atatürk
- amir
isim Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse, mir"Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu." - B. Felek
- şef
isim Yetki ve sorumluluğu olan, yöneten kimse"İstasyon şefi. Büro şefi."
- yönetici
isim Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci, menajer"Yönetici ya bir kral, padişah, sultan veya seçimle gelen parlamentodur." - C. Bayar
- yönetmek
-i Bir kurum veya kuruluşun yasalara, kurallara ve belli şartlara uygun biçimde işlemesini sağlamak, idare etmek, tedvir etmek
- patron
isim Bir ticaret veya sanayi kurumunun sahibi, başı, işvereni"Bizim gazetecilerin çoğu patronu hesabına suç yüklenir." - B. Felek
- kabartmalarla süslemek
- patron, -e emirler yağdırmak, patronluk etmek, yönetmek