- iftihar
isim Övünme, kıvanma, kıvanç, övünç"Bu kararı size tebliğ ederken çok derin bir inşirah ve iftihar duyduğumu ehemmiyetle kaydetmek isterim." - H. S. Tanrıöver
- iftihar etmek
kıvanç duymak, övünmek"Bu kararı size tebliğ ederken çok derin bir inşirah ve iftihar duyduğumu ehemmiyetle kaydetmek isterim." - H. S. Tanrıöver
- sahip olmak
mülkiyetinde olmak, elinde bulundurmak
- övünç
isim Övünme, kıvanç, iftihar"Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." - Y. Kemal
- şişmek
nsz İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek"Balon şişti."
- övünmek
-le Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek"Sonra oyuncakları ile övünen bir çocuk gibi gülümseyerek ilave ederdi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- caka satmak
gösteriş yapmak, çalım satmak"Onların dördünde de bir kral havası, bir padişah cakası vardır." - H. Taner
- övünme
isim Övünmek işi, kıvanç, iftihar"Ağabeyimiz övünmeyi çok seviyordu." - A. Kutlu
- böbürlenmek
nsz, -le Övünerek kabarmak, üstünlük taslamak, kurulmak"Millete, vatana bir faydam dokunuyor diye böbürlenirdi." - S. F. Abasıyanık
- böbürlenme
isim Böbürlenmek işi"Babanızla böbürlenmeye nihayet veriniz yoksa büyük bir derde uğrarsınız." - N. F. Kısakürek
- kurumlanma
isim Kurumlanmak işi
- iftihar etme
- kendini beğenme
- kendini methetmek
- övünme palavra