- ampul
isim İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkeni bulunan, havası boşaltılmış cam şişe"Karşımdaki duvara takılmış iki ampulden biri sönüktü ve bir gözü kırpılmış bir insan gibi bana bakıyordu." - K. Bilbaşar
- kabarmak
nsz Ağırlığı artmadan hacmi büyümek"Ekmek iyi kabardı."
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- kabartmak
-i Kabarmasını sağlamak, kabarmasına yol açmak"Vapur geri geri beyaz köpükler kabartarak açılmaya başlamış." - Ç. Altan
- kabarcık
isim İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik"Bardağın içindeki maden suyu kabarcıklarının pıtır pıtır söndüğü bile duyuluyordu." - H. Taner
- fiske
isim Parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruş"Başının altından yastığı çektim ve yüzüne fiskeler hâlinde su serptim." - P. Safa
- yakı
isim Bazı hastalıkları tedavi etmek amacıyla bir bez üzerine yayılıp deri üzerine uygulanan, beden ısısıyla vücuda yapışan eczalı parça"Hardal yakısı."
- su toplamak
- su toplama
- azarlamak. blistery kabarcıklı
- azarlayıcı
- azarlayıcı.
- su toplamış kabarcık, kabartı, su toplamak, kabarcıklanmak, kabarmak, kabartmak, kabarmasına neden olmak