- ağartmak
-i Ak duruma getirmek, beyazlatmak"O zaman da denizde sakal ağartmış olanların çoğu bu işte bir bit yeniği var diye işkillenmişler." - Halikarnas Balıkçısı
- beyazlatmak
-i Beyaz duruma getirmek, ağartmak
- ağarmak
nsz Beyazlaşmak"Sakalı ağardı fakat gönlü kocamadı." - N. Nâzım
- benzi atmak
ansızın yüzünün rengi sararmak, solmak"Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- sararmak
nsz Sarı olmak, rengi sarıya dönmek"Sigaradan sararmış dişleriyle dolgun dudaklarını kemiriyor." - A. Ümit
- rengi atmak
- rengini açmak
- bembeyaz olmak
- kaynatarak ağartmak
- rengi uçmak
- beyazlatmak, ağartmak,
- haşlayarak rengini açmak
- haşlayarak rengini açmak.