- dışında
-den başka, sayılmazsa"Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz." - A. Haşim
- bununla birlikte
zarf Buna ek olarak, bununla beraber, amma velakin
- yanı sıra
zarf Birlikte"Dilekçelerin, yazışmaların yanı sıra, mahallî basında çıkan yazılar da bolca yer tutuyordu." - A. Kulin
- ayrıca
zarf Ayrı olarak, başkaca, antrparantez"Adamın biri, el yüz yıkamak için odaya bir leğenle ibrik getirmiş, ayrıca bir tepsi de kahvaltılık yiyecek hazırlamıştı." - İ. O. Anar
- hatta
bağlaç Bile, hem de"Bunlar çok sağlam hatta en sağlam devlet eshamından sayılır." - E. E. Talu
- zaten
zarf Doğrusu, doğrusunu isterseniz, esasen, zati"Şehir son elli yılda zaten mahşerleşmişti." - A. Boysan
- kaldı ki
bundan başka, bununla birlikte"Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı." - T. Buğra
- üstelik
isim Üste verilen şey, fark"Saatimi bu kalemle değiştirdim, bin lira da üstelik aldım."
- bir de
ve olana katarak, fazladan
- dahası
isim Fazlası, ilavesi
- -den başka
- bundan başka
- bunun yanısıra
- bunun yanısıra, ayrıca, bununla birlikte, üstelik, bir de, -den başka, -e ilaveten