- gürlemek
nsz Kalın ve gür ses çıkarmak"Pala bıyıklı adamın sesi kapının önünde gürledi." - O. C. Kaygılı
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- böğürmek
nsz Öküz, manda, deve bağırmak
- böğürme
isim Böğürmek işi
- kükreme
isim Kükremek işi
- bağırış
isim Bağırma işi"Arada sırada bağırışların arasında küfürler savruluyordu." - Halikarnas Balıkçısı
- bağırmak
nsz İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak"Yaşasın hürriyet diye bağırsa ismi tarihe geçecekti." - Ö. Seyfettin
- bağırma
isim Bağırmak işi"Beni durdurmak için bağırmaya başladı." - E. Şafak
- feryat etmek
yüksek sesle haykırmak"Bu, bir hayat kurtarma feryadıdır." - B. Felek
- kükremek
nsz Aslan, bağırmak
- böğürtü
isim Böğürme sırasında çıkan sesin adı
- mölemek
- yüksek sesle konuşmak
- bağırma.