- başa gelmek
kötü bir durumla karşı karşıya kalmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- zuhur etmek
ortaya çıkmak, görünmek, belirmek"Meclis azaları meyanından aykırı birtakım prensiplere temayül gösterenler zuhura başlamıştı." - Atatürk
- olmak
nsz Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak"En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu." - S. F. Abasıyanık
- vaki olmak
vuku bulmak, gerçekleşmek
- vaki olmak, başa gelmek
- zuhur etmek.