- soluk soluğa
zarf Koşmaktan güçlükle soluk alarak, sık sık soluyarak, yorgun, bitkin veya telaşlı bir biçimde, nefes nefese"Soluk soluğa kuytu bir yere sinip kafasını toplamaya çalıştı." - İ. O. Anar
- indirmek
-i Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak"Zeynep'i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi." - Y. Kemal
- azaltmak
-i Az denecek bir miktara indirmek"İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor." - B. R. Eyuboğlu
- gazap
isim Öfke, kızgınlık, hiddet"En önde Tevfik, en arkada cüce, birbirinin ayaklarına basarak Emine'nin gazabından sokağa fırladılar, karanlıkta birdenbire kayboldular." - H. E. Adıvar
- tenzil etmek
indirmek
- nefesini tutmak
- azaltmak, indirmek
- kesmek. with bated breath nefesi kesilerek
- soluk soluğa.