- denge
isim Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans
- uyum
isim Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk"Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı." - N. Araz
- kantar
isim Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
- mevduat
isim, ekonomi Belli bir süre sonunda veya istenildiğinde çekilmek üzere bankalara faizle yatırılan para, tevdiat"Vadeli mevduat. Vadesiz mevduat."
- Terazi
isim Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan
- Terazi
özel, isim, gök bilimi Zodyak üzerinde Başakla Akrep arasında bulunan takımyıldızın adı
- bakıye
Emlak ve Gayrimenkul, Kalan. Bir alacaktan geriye kalan miktar.
- karşılaştırmak
-i, -le Karşılaştırma işini yaptırmak
- tartmak
-i Bir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak
- dengelemek
-i Dengeli duruma getirmek
- kalıntı
isim Artıp kalan şey, bakiye
- baskül
isim Ağırlıkları tartmaya yarayan alet, kantar
- bilanço
isim, ekonomi Bir kuruluşun, bir ticarethanenin belirli bir dönem sonundaki veya belirli bir gündeki taşınır ve taşınmaz varlıkları ile bunları sağlamak için kullanılan öz ve yabancı kaynakları dengeli olarak gösteren çizelge, dengelem
- tereddüt etmek
kararsız davranmak, duraksamak"Bir iki saniye tereddütle gözlerinin içine baktım, dudaklarımı büktüm." - E. İ. Benice
- kalan
sıfat Kalma işini yapan
- muvazene
isim Denge"Ruh muvazenesi yalpalamaya başlayınca nesil ahengi kaybolmaya yüz tutar ve şimdiki manzara doğar." - N. F. Kısakürek
- dengeli olmak
- eşit olmak
- küçük mizan
- muvazene sağlamak
- balance of trade ticaret dengesi
- borç bakiyesi hang in the balance muallâkta olmak
- dansta aksi istikametlerde hareket etmek.
- denge, terazi, kapan, bakiye, kalıntı, düşünmek, göz önünde bulundurmak, kıyaslamak, dengelemek, dengeli olmak
- ithalât ve ihracat arasındaki para kıymeti farkı balance sheet bilanço balance wheel nâzım çark credit balance alacak bakiyesi
- matlup bakiyesi debit balance zimmet bakiyesi
- nazik bir vaziyette olmak strike a balance uzlaşmak trial balance muvakkat mizan