- yem
isim Hayvan yiyeceği"Balıklara yem attık, suyun içi birbirine karıştı." - F. Otyam
- alay etmek
bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapmak
- mola
isim Yorgunluğu gidermek için duraklama"Köye gidinceye kadar iki yerde mola verdik."
- Konak
isim Büyük ve gösterişli ev"Konaktan tekrar mektebe döndükten sonra uzun zaman boynu bükük dolaştım." - E. İ. Benice
- taciz etmek
sıkıntı vermek, rahatsız etmek
- aldatma
isim Aldatmak işi, deside, al, hıyanet
- cezbetmek
-i Kendine çekmek, bağlamak, etkilemek"Uzun boyu ve endamındaki zarafeti ile beni cezbetti." - H. C. Yalçın
- kandırmak
-i Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek"Beni kendisiyle yalnız bırakmaya ve geceyi beraber geçirmeye kandırmak istiyor." - E. İ. Benice
- yemlemek
-i Hayvana yem vermek, beslemek
- cezbetme
isim Cezbetmek durumu
- eziyet etmek
zahmet ve sıkıntı vermek, canını yakmak
- olta veya kapan için yem
- olta veya tuzak yemi ile cezbetmek
- olta yemi
- oltaya veya kapana yem koymak
- taciz etmek.
- yem, dikkati çeken şey, istek uyandıran şey, oltaya ya da tuzağa yem koymak, kasten kızdırmak
- üzerine köpek saldırtmak