- harekete geçmek
bir işi yapmaya başlamak, bitirmek amacı ile bir işe girişmek
- farkına varmak
gözüne çarpmak, fark etmek, anlamak"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
- ikaz etmek
uyarmak, dikkat çekmek
- uyanık
sıfat Uyumamış, bidar"Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu." - A. İlhan
- uyandırmak
-i Uyanmasına yol açmak"Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi." - İ. O. Anar
- tahrik etmek
cinsel isteği, duyguları uyandırmak, artırmak
- uyanmak
nsz Uyku durumundan çıkmak"Seher vaktine yakın uyanmışım." - N. F. Kısakürek
- kışkırtmak
-i Kümes hayvanlarını ürkütüp kaçırmak
- uyarmak
-i Bir kimseye bir davranışta bulunmasını veya bulunmamasını söylemek, ikaz etmek"Mustafa Kemal Paşa gittikten sonra gelen mebuslar beni uyarıyorlardı." - F. R. Atay
- bilinçli
sıfat Bilinci olan, şuurlu
- canlanmak
nsz Gücü artmak, diri duruma gelmek"Biraz oyalandıktan sonra canlanan parmaklarını beyaz tuşlarda koşturarak çalmaya başladı." - P. Safa
- dirilmek
nsz Güçlenip canlanmak"Bir bardak suyu içince dirildi."
- harekete geçirmek
- farkında
- tetikte
- uyanmış
- gözü açllmak
- uyandırıcı
- uyandırıcı.
- uyanmak, uyandırmak, harekete geçirmek, harekete geçmek, uyanık, uyanmış, bilinçli, bilincinde, farkında